25 Eylül 2017 Pazartesi

Bir Tarhana Hikayesi


Tarhanamızı kendim yapmak sanki benim için mutfakta levıl atlamak gibiydi. Sanki tarhanamı kendi basima yaparsam mutfakta biraz daha pişecek, biraz daha olgunlasacaktim. Yaşım ilerlemiş; toruna torbaya tarhanalar, receller, tursular hazırlamış, geldiklerinde hediye etmişim ya da uzaklara yollamisim hayalleri filan da var bir yandan. Gözümde ayri bir yeri vardi yani. Her yıl annemle birlikte hazırlarız  ama icimden de ona bir şey olmadan ogrenmeliyim, onun yerini tutmaliyim düşünceleri gecerdi sessizce. Nitekim  bu yıl annem olmadan yaptim tarhanamızı. (Telefonla hatta canli gorusmelerle yardım alarak 😊) Neyse; o kadar da gözümde buyutmeye gerek yokmus yav. Süzme yogurdumu yaptım önce: iki kilo kadar. Sonra bir kiloya yakin tatli sivri biber ( iki üç tane Samandag biberi) yine bir kilo civarı kapya biber, iki kilo Ayaş domatesi, bir bağ maydonoz, bir bağ taze nane . Hepsini tobotta incecik çekip kattım. Göz kararı tuz. (Tuzunu tam tutturmak gerekmiyor, piserken ayarlaniyor sonuçta)  Maya katmak gerekiyor ya benim de Oya'm var. Insanin ekşi mayası olur da her yere katmaz mi? Üç yemek kaşığı kadar kattım. Sonra un. Beş kiloya yakın un aldı. Tahta kaşıkla hepsini karıştırdım guzelce. Cok cıvık da olmayacak katı da. Civik olursa kuruması zor olur, katı olursa tadı guzel olmaz. Bekledikce kivami civıyor. Gerekirse sonradan un ekleme sansimiz var. Üc günde eksidi tarhana. Ben tabii gelip gidip sevdim, kokladim. Son akşam biraz alıp pişirin. Eksisine, tadina tuzuna bakın. Fazla eksiyse un katabilirsiniz. Ertesi gun uzerine un serpeledigim bezlere kaşıkla öbek öbek döktüm. Sonra kurudukca çevirdim. Guneste yarim gun bıraktım. Icinde yogurt oldugu icin guneste  kalmasi vitamin degerini azaltir demisti bir gıda muhendisi. Evde kuruttum, bulundugu odanin penceresini açarak. Iyice kuruyinca mutfak robotunda bizztt. Sonra yine bez uzerinde serilip iyice kuruyacak. Kuflenir yoksa.  Sonra bez torbalara konacak, misler gibi. Iyi dileklerle, saglikla, afiyetle tuketmek dileğiyle kaldirilacak.

19 Eylül 2017 Salı

Ekşi Mayalı Grissini Tarifi



Eksi mayalı, kuru domates, zeytin ve biberiyeli grissiniler cantada tasinacak, sahane ara öğün, atistirmalik oldular. Benim vaktim yoktu bir gece dolapta bekledi. Beklemese de olur. Yogurtla, çayla, meyve sulariyla her seyle giderler. Tarifi şöyle:

☘ 2 su bardagi beyaz un
☘1.5 su bardagi tam bugday
☘100 gr eksi maya
☘2 yumurta
☘1/2 su bardagi zeytinyagi
☘2 yemek kasigi yogurt
☘100 gr oda isisinda tereyagi
☘1/2 tatli kaşığı tuz.

Hepsini yogurun.  Sicak suda islatilmis yumusamis kuru domatesleri minik dograyin, zeytinlerin cekirdegini çıkarıp  minik dograyin, biraz da taze biberiye kıyıp hepsini hamura ekleyin, buzdolabina koyun. Bir gece beklesin.

Ertesi gun irmik serptiginiz tezgahta elinizle yayin hamuru. Sonra  bicakla uzun ince dilimleyin. Avuclarinizla sekil vererek yağlı kağıt serili tepsiye dizin. Uzerlerine sarı ya da siyah haşhaş, susam, corekotu ne isterseniz serpin.180 derece firinda guzelce kizarana kadat pisirin. Afiyet olsun.


8 Eylül 2017 Cuma

Sarı Hashaşla Bir Kurabiye Daha




Blogger sayfa düzenini degistirmis, yorumlar acilista gorunmemis. Ben zaten bloga ugrayip harf kondurmayali gunler gecmis.  Halimi hatirimi soran dostlar, tarifinizi denedim harika oldu diyen okurlar, yazinizi okudum mutlu oldum diyenler, toklubaşı otunu soranlar olmuş. Yanitlayamadigim herkese bir ozur kahvesi ve kurabiyesi olsun bu fotoğraf. Sarı hashaşla denedigim ikinci kurabiye, tahinli gibi yapmıştım. Ölçü yok ; esmer seker ve sari haşhaş, biraz zeytinyağı, un, ceviz ve vanilya şekeri . Blogu ihmal etmeyip duzenli yazacağım gunlerin baslangici olsun.

Sevgilerimle...


LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin